Hashtag
Almanya'da yaşayan eşine şiddet uyguladığı iddiasıyla hakkında tedbir kararı verilen Tugay K.'yı, Türkiye'de başvurduğu AYM haklı bularak, 'şeref ve itibar' ile 'adil yargılanma' haklarının ihlal edildiğine hükmetti.
ANKARA - Türkiye'de yaşayan Tugay K., Almanya'da yaşayan eşi H.K. aleyhine 2014 yılında boşanma davası açtı. H.K. da şiddet uyguladığını iddia ettiği eşi için tedbir kararı verilmesini talep etti. Mahkeme 6 ay süreli tedbir kararı verirken, Tugay K. buna itiraz etti. İtiraz kısmen kabul edilirken, şikayet eden eş 6 aylık süreler dahilinde üç defa daha tedbir talebinde bulundu. Mahkeme de 'şiddet uygulayan' olarak Tugay K. aleyhinde çeşitli sürelerle tedbir kararlarının devamına hükmetti. H.K. son olarak 2017 yılında tedbir talebinde bulunurken, mahkeme 3 ay süreli tedbir kararı verdi.
'FİZİKSEL ŞİDDET İÇİN KULLANILMAMIŞTIR'
Karara itiraz eden Tugay K., tedbir talebinin soyut iddialara dayalı olarak verildiğini ve tedbir isteyenin 2012 yılından beri Almanya'da ikamet edip, Türkiye'ye gelmediği halde talepte bulunduğunu belirtti. Tugay K. karardaki 'şiddet uygulayan' ifadesinin Almanya'daki davada aleyhine kullanıldığını ve asılsız suçlamalara maruz kaldığını, savunması alınmadan gerekçesiz olarak verilen karar nedeniyle masumiyet karinesinin zedelendiğini öne sürdü. Aile Mahkemesi ise 'şiddet uygulayan' ifadesinin sadece fiziksel şiddet için kullanılmadığını, tedbir kararı verilebilmesi için şiddet uygulandığı hususunda delil ve belge aranmayacağını kaydederek itirazı reddetti.
AYM'DEN İHLAL KARARI
Tugay K. bunun üzerine 24 Nisan 2017 tarihinde AYM'ye bireysel başvuruda bulundu. AYM, Tugay K.'nın başvurusunu haklı buldu ve Anayasa'nın 17'inci maddesinde güvence altına alınan 'şeref ve itibar' hakkı ile Anayasa'nın 36'ncı maddesinde güvence altına alınan 'adil yargılanma' hakkı kapsamında gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Karar, ihlal sonuçlarının ortadan kaldırılması için Bakırköy 10 ve 11’nci Aile Mahkemelerine gönderildi.
'BU TABİR HER OLAYDA ŞABLON OLARAK KULLANILMAZ'
Kararın gerekçesinde 'şiddet uygulayan' tabirinin bu nitelikteki tedbir kararlarında şablon olarak kullanılması yerine, her somut olay çerçevesinde değerlendirilerek titiz bir yaklaşım sergilenmesi gerektiği vurgulandı. Bu tabirin her olayda kullanılmasını zorunlu kılan bir hüküm bulunmadığına dikkat çekilerek şöyle denildi:
"Nitekim mahkemeler ve ilgili makamlar tarafından verilen bazı tedbir kararlarında 'şiddet uygulayan' yerine şiddet uyguladığı iddia edilen, şiddet uygulama tehlikesi bulunduğu iddia edilen ya da aleyhine tedbir istenen gibi başka uygun tabirlerin kullanıldığı da görülmektedir. Uygulama açısından genel anlamda 'şiddet uygulayan' ibaresinin kişinin maddi ve manevi varlığını etkileyebilecek nitelikte sorunlu bir tabir olduğu görülmektedir. 6284 sayılı Kanun’un terminolojisinde şiddetin suç kavramından daha geniş bir anlam içerdiği ve 'şiddet uygulayan' kavramının, şiddet uygulanmasa da uygulama tehlikesi bulunan kişileri de kapsayan teknik bir tabir olduğu göz önüne alınsa dahi somut olayın koşullarında başvurucu hakkında 'şiddet uygulayan' ifadesinin kullanılmasının başvurucunun kişilik haklarını zedeleyecek nitelikte olduğu ve şeref ve itibar hakkının korunmasına ilişkin olarak devletin pozitif yükümlülüklerinin ihlal edildiği sonucuna varılmıştır."
Bu kullanıcıya mesaj göndermek yada paylaşıma yorum yapmak için hesap oluştumanız gerekmektedir.
Hesap oluştur