Hergün 10 binlerce Türk bu platformada buluşuyor.Paylaşım yapmak, İlan yayınlamak, ve Etkinlik oluşturmak için hemen Sende hemen Hesap oluştur

İNGİLİZ VE TÜRK EĞİTİM SİSTEMİNİN FARKLARI

Hashtag

1 – TÜRKİYE’DE VE İNGİLTERE’DE ÖZEL OKUL DEVLET OKULU İLİŞKİSİ

Türkiye’de çocuklarımızın iyi bir eğitim alabilmeleri için özel okullara milyonlarca lira akıtmak maalesef acı bir Türkiye gerçeği olmuş durumda. Öyle ki alalade bir özel okula yollamak bile yeterli gelmiyor. Orta derece okullar genelde ticarethane mantalitesinde. Bu mantaliteden biraz olsun uzak, çocukları akademik anlamda başarıya ulaştıran bir eğitim sağlayabilmek için iyi bir özel okula yollamak, iki maaştan birini çocuğunuza akıtmak gerekiyor.

Peki İngiltere’de özel okul yok mu? Herkes devlet okuluna mı gidiyor?

İngiltere’de de, özellikle başkent Londra’da özel okullar var. Ama çocukların iyi bir eğitim alabilmeleri için mutlaka özel okula gitmeleri gerekmiyor. İngiltere’de 1 (outstanding) ya da 2 (good) olarak puanlandırılmış çocuklarımıza iyi bir eğitim sağlayan pek çok başarılı devlet okulu bulunuyor. Bu okullara girebilmek için okulun yakınında oturmak (catchment area) yeterli oluyor.

2 – İNGİLTERE’DE İLKOKULLARDA EĞİTİMİN EĞLENDİREREK VERİLMESİ

Türkiye’de ilkokuldan başlayan ezberci ve rekabete dayalı eğitim İngiltere’de yok. Çocuklar İngiltere’de ilköğretimde oyunlarla, eğlenerek öğreniyorlar. Bu nedenle çocukların büyük bir çoğunluğu okula koşarak gidiyolar. Kendi çocuklarımın bank holiday dedikleri ekstra bir günlük tatil olduğunda okula gidemedikleri için üzüldüğü günleri bilirim.

3 – İNGİLTERE’DE ÇOCUKLARIN ÖĞRENME DÜZEYİNİN TAKİBİ

Bu noktada İngiltere’de ilkokuldaki eğitim sistemine bir eleştiri getirmek istiyorum. Çocuklar eğlenerek öğreniyor, severek okula gidiyor, bu çok güzel ama çocukların neyi ne kadar öğrendiği, eksiklerinin ne olduğu takip edilmiyor. Karne yok, ödev az, bu noktada anne babaya çok iş düşüyor.

Kendi çocuklarımdan örnek vermek gerekirse, biz Türkiye’den İngiltere’ye onlar 7 yaşındayken göç ettik. Outstanding bir okulun catchment areasına taşınıp, ikizlerin her biri farklı sınıflarda olmak üzere bu okulda, year 3’ye kaydettirdik. İlk yıllarda bizim için tek önemli olan konu adaptasyonları ve okula mutlu gidip gelmeleriydi. Sadece ödevlerini yapıp yapmadıklarını kontrol ettik. Bu anlamda herşey yolunda gibiydi. Ta ki year 6’daki grammer school ve SATS sınavlarına hazırlanana kadar. O döneme geldiğimizde hem ingilizce hem matematik anlamında ne kadar çok eksiklikleri olduğunu farkettik. Şu an 11 yaşındalar. Yine outstanding bir high schoolda year 7’da eğitim görüyorlar ve biz düzenli olarak evde ekstra çalışmalar yapıyoruz. Demem o ki İngiltere’de outstanding bir devlet okuluna vermekle iş bitmiyor, çocukların neyi ne kadar öğrendiğinin her daim takibi gerekiyor.

4 – ÜCRETSİZ (YA DA AZ ÜCRETLİ:)) SPORTİF VE SANATSAL AKTİVİTELER

İngiliz eğitim sisteminin Türkiye’deki göre üstün olan diğer bir yönü de sportif ve sanatsal aktivitelere önem veriliyor oluşu. Çocuklar çok büyük oranda yüzme, futbol, netbol, rugby, badminton, jimnastik, dans, drama gibi kurslarına katılıyor, piyano, gitar gibi enstrümanlara yönlendiriliyorlar. Okul bünyesinde dahi dönem dönem yüzme kursları düzenleniyor. Koşu kulüpleri de oldukça yaygın. Çocuklar spora oldukça yatkın olarak yetişiyorlar. Bizim çocukluğumuzdaki izcilik, yavru kurt gibi oluşumlar burada da var. Bahar ve yaz döneminde gezi ve kamp gibi aktivitelerin de oluşu bu organizasyonları oldukça cazip hale getiriyor.

Bu kulüpler arasında benim en çok bayıldıklarım ise after school yani okul sonrası kulüpleri. Okul bünyesinde gerçekleşen voleybol, hentbol, basketbol, netbal, rugby gibi kulüpler hem ücretsiz oldukları için, hem çocuğu okuldan alıp başka yere götürme derdini ortadan kaldırdıkları için, hem de iş çıkış saatlerini çocukların okuldan çıkış saatine göre ayarlayan anne babalara 1 saat daha kazandırdığı için büyük bir alkışı hak ediyor. Türkiye’de bu tarz etkinlikler için harcanan parayı ve zamanı düşündüğümde insan “İyi ki” demekten kendini alamıyor.

5 – TÜRKİYE VE INGİLTERE ARASINDAKİ OKUL MASRAFLARI KIYASLAMASI

Devlet okulları ve özel okullar ilişkisi hakkındaki detayları ilk maddede bahsetmiştim. Türkiye’de mecburen çocuklarını özel okula yollayan pek çok beyaz yakalı aile Ingiltere’ye göç ettikten sonra çocuklarını burada devlet okullarına yolluyor. (Bizim için de aynı şekilde oldu.) Bu anlamda özel okul masrafı tamamen bitiyor. Burada devlet okulları Türkiye’dekilerin aldığı gibi katkı payı bile almıyor. Okul kitapları ve defterleri dahi okul tarafından karşılanıyor. Okul formaları Türkiye’deki Carrefour ve Migros tarzı Tesco, Asda, Sainsbury tarzı büyük marketlerde oldukça uygun bir fiyata satılıyor. 3. sınıfa kadar okulda verilen öğle yemeği ücretini bile devlet karşılıyor.

6 – İNGİLTERE VE TÜRK EĞİTİM SİSTEMLERİNİN ORTAOKUL, LİSE ÇAĞINDAKİ AKADEMİK BAŞARILARI

Gelelim zurnanın zırt dediği yere. Ortaokul, lise çağında Türkiye’den gelen ve İngiltere’deki devlet okullarında eğitimlerine devam eden Türk çocuklarının ve ailelerinin deneyimlerimden gözlemlediğim kadarıyla Türkiye’de iddialı özel okullardan gelen çocuklar buradaki derslere adaptasyon konusunda pek zorlanmıyor. Hatta kimilerine buradaki dersler hafif bile gelebiliyor. Buradan Türkiye’deki müfredatın daha ağır olduğunu sonucunu çıkarmak mümkün.

Aslında bu biraz da şundan kaynaklanıyor; Türkiye’de okuyan çocukların yırtmak için iyi bir mevkiye gelmeleri, iyi bir mevkiye gelebilmek için de ya torpillerinin olmaları ya da pek çok kişi arasından sıyrılarak iyi bir üniversite kazanıp iyi bir meslek edinmeleri gerekiyor.

İngiliz çocuklarda ise bu hırsın yarısı bile yok. Hatta lise öğretmenleri bu çocukları üniversite okumaları için ikna etmekte zorlanıyor. Çünkü İngiltere’de iyi bir yaşam sürebilmek için illa da üniversite bitirip çocukların zekalarını kullanacakları bir meslek sahibi olmaları gerekmiyor. İş gücü de oldukça değerli. Örneğin bir parke ustası havuzlu müstakil bir evde oturabiliyor. Bu da lise çağındaki çocuklar üzerindeki baskıyı azaltıyor. Year 11’daki (15 yaş) GCSE sınavından sonra kimi 2 yıl boyunca üniversiteye hazırlanmayı, kimi ise bu 2 yıl süresince bizdeki endüstri meslek liseleri misali spesifik bir işgücü konusunda eğitim almayı tercih edip 17 yaşında meslek hayatına atılıyor.

Peki tam tersini düşünelim. İngiltere’de eğitim almış bir çocuğu lise çağında Türkiye’ye döndürelim. Bu çocuk Türkiye’de başarılı olur mu?

Çok zor. İngiliz eğitim sistemiyle yetişmiş bir çocuğun Türkiye’de her anlamda sudan çıkmış balığa döneceği aşikar.

Yani bir süre İngiltere’de yaşasak, İngiliz vatandaşlığı bileziğini çocukların koluna taksak, sonra da vatanımızın keyfine baksak olmaz mı?

Öncellikle; İngiltere’de üniversite eğitimi ücretli. Çocuklarınız İngiliz vatandaşlığına sahip dahi olsalar, üniversite eğitimi öncesindeki son 3 yıl İngiltere’de yaşamamış ise İngiliz vatandaşlarına uygulanan ücretlerden (Yabancı öğrencilerden alınan ücretin üçte biri) ve bu ücreti ödememek için alınan burslardan faydalanamıyor.

Bu anlamda “Çocuğum küçükken Ankara Anlaşması ya da Tier 2 gibi vize türlerinden biri ile İngiltere’ye kapağı atalım, 5 senede süresiz oturum iznini, 6 senede de vatandaşlığı alıp altın bileziği çocuğumuzun koluna takalım, sonra da vatanımıza dönüp havamıza bakalım” diye düşünenlere ” O biraz zor!” diyorum.

Ayrıca kendi kültüründen bambaşka bir kültüre göç etmek öyle yurt dışında İngilizce kursuna gitmek gibi basit bir olay değil. Başlangıçta anlamsız gelen herşey hem sizin hem de çocuklarınız için anlam buluyor. Kaç yüzyıllık bir medeniyetten bahsediyoruz, İngiltere’de yaşamak özlemlere rağmen o kadar konforlu ve mantıklı bir hal alıyor ki, artık geri dönüş pek de mümkün olmuyor.

Kaynak: https://gezentianne.com/ingiliz-ve-turk-egitim-sisteminin-farklari/?fbclid=IwAR3N2CVdoIjBeNn4eniQBl8SaiU2PzCc2JrC4IQfAdxxilXTePkKcBd3UGs

. Towntalk
remove_red_eye248

Bu kullanıcıya mesaj göndermek yada paylaşıma yorum yapmak için hesap oluştumanız gerekmektedir.

Hesap oluştur