Hergün 10 binlerce Türk bu platformada buluşuyor.Paylaşım yapmak, İlan yayınlamak, ve Etkinlik oluşturmak için hemen Sende hemen Hesap oluştur

KÖLN YEME İÇME REHBERİ !!

Hashtag

Profile image

halim

Kuzey Ren-Vestfalya

Almanya’nın mutfağı hakkında düşüncelerimizden Nürnberg Yeme İçme Rehberi‘nde de bahsetmiştik. Rehbere göz atmaya üşenenler için (çok ayıp…) kısa bir özet de geçebiliriz: Alman mutfağının çok büyük hayranları sayılmayız. Alman sosisi ve birasına laf yok tabii, onları diğer rehberimizde de bol bol övmüştük. Sevgili Kabus Kerim, lokal arkadaşlarımız ve Nürnberg Turizm Ofisi’nden aldığımız öneriler sayesinde Almanya gezimizin ilk birkaç gününü geçirdiğimiz Nürnberg’de bol bol sosis ve lokal lezzetler deneme şansımız olmuştu. Bu lokal lezzet denemelerinin ardından Köln’e ayak bastığımızda biraz Alman Mutfağı overdose’u yaşamış olmakla birlikte, artık daha farklı yemeklere, mutfaklara odaklanan yerlere, lokaller arasında sevilen, günlük yaşantılarının parçası haline gelen mekanlara geçiş yapmaya hazırdık. Üstüne üstlük bir de Köln’ün yerel lezzetlerinin bol bol çiğ et, sakatat ve blood sausage (domuz kanıyla yapılan bir çeşit sosis) gibi şeyler içerdiğini görünce durum bizim için bir tık öteye geçti diyebiliriz. “Sakatat benden sorulur, benim midem çöp gibidir” diyorsanız size hiç mani olmayalım, önden buyrun. Biz de daha önce çeşitli ülkelerde benzer lezzetler denemiş, bizlik olmadığına karar vermiş hatta o korkuyla hakkında “Avrupa’da Tadına Bakmaya Korkacağınız Yemekler” gibi bir içerik bile oluşturmuştuk. Uzun lafın kısası (bayağı da uzun olmuş), biz Köln’de daha farklı yemek ve mekanlara odaklanarak Köln’deki yerel lezzetleri Köln’ün birası olan Kölsch ve şehrin birçok noktasında kurulu olan Christmas Market’larda satılan atıştırmalıklar ve tatlılarla sınırlandırdık diyebiliriz.

*Cafe Rico

Yurtdışı gezilerinde yaldır yaldır yürümek, o müzeden bu müzeye koşturmak, şehri tepeden görmek için bir yerlere tırmanmak kolay iş değil, güne iyi bir kahvaltıyla başlamak şart! OitheBlog sizi anneniz kadar düşünür diye diye gerçekten anneniz gibi davranmaya başladık galiba.. Biz de artık özellikle yurtdışında güne doyurucu bir kahvaltıya başlamanın önemini kavradığımız için, yeme içme listesi yaparken ilk olarak şehrin en iyi kahvaltıcılarını tespit etmeye çalışıyoruz. Şehirdeki en popüler kahvaltı mekanlarından biri de Cafe Rico. Eminiz bu konuda bir araştırma yapacak olursanız, sizin de karşınıza çıkacaktır. Biz gittik denedik efenim. Yorumumuz ise: başarılı fakat efsane değil. Yediğimiz omlet gayet güzeldi ama menüde damak tadımıza uyan çok da fazla şey göremedik. (Mittelstrasse 31)

*Cafe Sehnsucht

Kahvaltı meselesini ciddiye aldığımızı söylemiştik. Bu sefer de lokaller tarafından çok sevilen bir başka kahvaltı/brunch yeri olan Cafe Sehnsucht’a gidiyoruz. Burası şehrin hipsterland’i Ehrenfeld’de bulunan oldukça sevimli bir mekan. Kahvaltısının da bayağı başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Tabii bunu Avrupa standartlarındaki kahvaltı mekanlarını baz alarak söylüyoruz. Siz de Avrupa’da kahvaltı beklentinizi iyi bir omlet ve croissant gibi şeylerle sınırladıysanız burayı seveceğinize eminiz. Özellikle Ehrenfeld civarını keşfetmeyi düşünüyorsanız bizce güne başlamak için ideal bi yer. (Körnerstrasse 67)

*Van Dyck Rösterei

Yukarıda önemli bir şey söylemeyi atladık. Olur da Cafe Sehnsucht’ta kahvaltı yapacak olursanız kahveyi orada içmeyin. Kötüdür diye değil, yanlış anlaşılmasın. İçmeyin çünkü sizi farklı bir yer denemeye, sokağın biraz ilerisine, şehrin en iyi 3. dalga kahvecilerinden birine götürüyoruz: Van Dyck. İçeri girdiğinizde bir mezhabaya girdiğinizi düşünüp “ulan bu OitheBlog bizi kandırdı, böbreklerini kolla Melahat” diye düşünebilirsiniz, önceden uyaralım. Ayıp ediyorsunuz, biz sizi ne zaman kandırdık ki? Neyse sonuç olarak ilk izleniminiz sizi kahveyi denemekten alıkoymasın, çünkü bayağı başarılı. Zaten bir kahveseverseniz 3. dalga kahvecilerde tuhaf dekorasyonlar ve konseptler görmeye alışmış olmalısınız. Bu arada isterseniz evinize kahve de satın alabilirsiniz, biz aldık, hatta kahve seven arkadaşlarımıza da aldık. Ayrıca şehirdeki bazı diğer kahvecilerde de buranın kahvesi satılıyor. (Körnerstrasse 43)

*Heilandt Kaffeemanufaktur

Halo Heilandt!, seni şimdiden özledik. Çünkü Köln’de en sevdiğimiz kahvecilerden biri oldun. Buranın hem kahvesi hem de ortamını bayağı beğendik. Muhtemelen Köln’de yaşayacak olsak Belgian Quarter civarında bulunan bu kahvecide müdavimcilik yapıyor olurduk. Özellikle Red Velvet pasta görünce buraya karşı daha da bir sempatimiz oluştu. Red Velvet pasta görünümlü olup sıradan bir kek çıkmış olsa bile biz burayı sevdik, öneririz! (Bismarckstrasse 41)

*Ernst Kaffeeröster

3.dalga kahveci önerilerimiz bitmiyordu. Bizi Instagram’dan ve özellikle Instastories/Snapchat üzerinden takip ediyorsanız (etmiyorsanız da edin İNSAF) kahvenin günlük yaşantımızın çok büyük bir parçası olduğunu hatta yer yer bir öğünümüzün yerine geçtiğini biliyor olabilirsiniz. Öyle “kahvesiz günüme asla başlayamam” triplerinde değiliz ama kavanoz kavanoz içecek kadar da seviyoruz. (evet kavanozla içiyoruz) Ne yapalım canım?! Hal böyle olunca Köln’de de size iyi kahveci önerebilmek için türlü türlü yer denedik. Tamamen sizi düşündüğümüz için, yoksa başka hiçbir sebebi yok….Kahvesini çok beğendiğimiz ve eve götürmek için satın almayı tercih ettiğimiz yerlerden biri de Ernst Kaffeeröster oldu ve paylaşmadan geçmek istemedik. (Bonner Strasse 56)

*Bei Oma Kleinmann

Orta Avrupa’da bir ülke olmak, iyi bir şnitzel yapabilmeyi gerektirir. Şnitzel deyince akla ilk olarak Avusturya’nın Wiener Schnitzel’i gelse de artık genel geçer bir yemeğe dönüşen şnitzeli başka ülkelerde denemek çok da saçma değil. Zaten artık şnitzelin hangi ülkede en iyi yapıldığı, hatta şnitzelin hangi ülkeden çıktığı konusunda kafamız karıştı. Bu da bizim baklava meselesine dönmüş durumda, herkes küçük bir detayını değiştirerek, adını bilmem ne şnitzeli koyarak sahipleniyor. Uzun lafın kısası, Köln’de de şnitzel ve lokal yemekler konusunda en ünlü olan yerlerden biri Bei Oma Kleinmann. (Zülpicher Strasse 9)

*Spencer & Hill

Konu Orta Avrupa mutfağı olunca kendimizi yemek konusunda garantiye almak için genellikle listemize bir kurtarıcı İtalyan restoranı eklemeden geçmiyoruz. Aslında Spencer & Hill ile böyle bir arayıştayken tanışmadık, burası lokaller tarafından da acayip sevilen bir İtalyan restoranı olarak çıktı karşımıza. Hal böyle olunca “neden bu kadar övülüyor” diye merak ederek listemizin üst sıralarına çıkardık. Bir beklenti içinde gittiğimiz için mi hayal kırıklığına uğradık, yoksa gerçekten bir olayı yok mu tam karar veremedik ama yemekler orta seviye. Tamam aslında hiçbir olayı yok. Ya ikimiz farklı yemek söyledik ama birebir aynı sosla geldi öyle saçmalık mı olur? Mekanın güzel ve modern bir dekorasyonu var ama yemek açısından çok büyük bir beklentiyle gidilmemeli. Burayı sevenler iyi İtalyan lokantası görmemiş. (Hohenzollernring 16-18)

*Flakes Corner

Köln’ün belki de en renkli, en tatlı mekanlarından biri Flakes Corner. Envai çeşit mısır gevreği (cornflakes olarak da biliyor olabilirsiniz) seçeneği sunan Flakes Corner bizi resmen çocukluğumuza götürdü. Gerçi kutusunda çizgi film karakterleri ve bulmacalar olan cornflakesleri yemek için illa ki çocuk mu olmamız gerekiyor canım? İsterseniz cornflakes’e çikolata ve şeker gibi şeyler de ekletebiliyorsunuz. Hızlıdan bir kahvaltı ya da gün içinde atıştırmalık için buraya gidebilirsiniz. Ayrıca Moda’da burasıyla aynı konseptte Crazy Flakes diye bir yer açılmış, ilk fırsatta oraya da yolumuzu düşüreceğiz. (corn flakes yemek için Asya kıtasına geçmek) (Bonner Strasse 69)

*Karl Hermann’s

Sağlıklı yaşama adapte olmayı asla beceremeyen hatta sağlıksız yaşama konusunda birbirini gaza getiren bir ikili olarak gittiğimiz şehirlerin en iyi burgercilerini tespit etmeyi kendimize bir görev bildik. Burada da “en iyi burgerci nerededir” sorusuna herkes Karl Hermann’sı işaret etti. Ama Köln’de önceki günler yediğimiz şeylerden ötürü vicdan azabı çekmeye başladığımız için birbirimizi bu konuda durdurmaya karar verdik. NEDEN YAPTIK BUNU NEDEN? Çok pişmanız. Çünkü Karl Hermanns’ın hamburgerleri bayağı bir insan tarafından övülüyor. Gitmediğimiz için çok içimizde kaldı çokkk, gidip de çok beğenirseniz de bize çaktırmayın bari, ne kaçırdığımızı bilmek istemiyoruz…..(Venloer Strasse 538)

*Kebapland

Şimdi diyeceksiniz ki o kadar yol gidip Türk yemeği mi yediniz? Yedik NE VAR! İnsanın canının dürüm istemesi ayıp bir şey mi? Hırçınlaştıysak kusura bakmayın. Yurtdışında 1 haftadan uzun bir süre geçirince iyi bir Türk yemeği bulmak çölde vaha bulmak gibi bir şeye dönüşüyor. Köln Gezi Rehberimiz’de de bahsetmiştik, Ehrenfeld’de neredeyse her köşe başında bir Türk restoranı görebiliyorsunuz. Karşımıza o kadar sık çıkınca, “acaba nasıldır” merakımızı ve iştahımızı yenemeyince, kendimizi hem Türkler hem de lokaller arasında en popüler olan Türk restoranlarından birine, Kebapland’e attık. İsmini çok yaratıcı bulmasak da dürümünü bayağı başarılı bulduğumuzu söyleyebiliriz. Bu arada söylemeden geçmeyelim, Köln’deki Türk restoranları Türkler kadar Almanlar tarafından da ilgi görüyor. Çünkü gece geç saate kadar açık olan, insanların alkol aldıktan sonra bir şeyler atıştırabileceği çoğu yer Türk restoranı. Hal böyle olunca Almanlar da hangi restoranların iyi Türk yemeği yaptığını tespit eder hale gelmiş. Belli ki aralarında popüler olanlardan biri de Kebapland, çünkü gecenin bir vakti kuyruk oluşacak kadar kalabalıktı. (Venloer Strasse 385)

*Herr Pimock

Burası günün her saati popüler olan mekanlardan biri. Birine sorsanız kahvaltısını çok seviyor, diğerine sorsanız kokteyllerini. Yani burayı canınız ne zaman istiyorsa deneyebilirsiniz. Belgian Quarter’ın en hareketli sokaklarından birinde bulunuyor. Ayrıca burası da yukarıda bahsettiğimiz Van Dyck kahvesi olan yerlerden biri. Yani sadece kahveyi denemek için bile gidebilirsiniz. (Aachener Strasse 52)

*Salon Schmitz

Burası da Köln’ün kahvaltı, öğle yemeği, akşam yemeği, atıştırmalık, kahve, kokteyl, bira yani kısacası her konuda en popüler olan mekanlarından bir diğeri. Konsepti bugüne kadar denediğimiz diğer restoran/barlardan biraz daha farklı, dekorasyonu değişik, ortamı oldukça keyifli. Burası yan yana birkaç farklı mekandan oluşuyor. Zaten sokağa geldiğinizde ve birkaç farklı Salon Schmitz tabelası görünce birden kafanız karışıyor. Bizde olsa adını Kardeşler 1, Kardeşler 2, 3 diye sıralarlar, öyle düşünün. Biz barın olduğu bölümü gözümüze kestirdik ve oraya oturduk. Ancak yemek siparişinizi buradan veremiyorsunuz, hemen yanındaki mekana geçip yemeğinizi oradan seçmeniz gerekiyor. Meze gibi atıştırmalık seçenekleri de var, günlük çıkan makarna, et, tavuk gibi yemekler de. Yemekleri şahane değildi ama bizce burası kesinlikle listeye alınabilecek bir yer. Dışı da var, tam kokteylleri alıp lokallerin arasına karışılacak yer! (Aachener Strasse 28)

*Sabor Ermoso

Tamam bu önereceğimiz son kahveci söz. Burası da kahvesini sevdiğimiz yerlerden biri oldu ama diğerlerine kıyasla çok da hastası olmadığımızı söyleyebiliriz. Mekanın ortamı oldukça tatlı, ayrıca güzel havalar için değerlendirebileceğiniz ufak bir dış alanı da var. Galiba o dış alan kışları kapalı olabilir ve biz farkına varmadan insanları zorlayarak ortaya oturmuş olabiliriz, zira komşu Aysel’in arka bahçesi gibi bir hava vardı ama olsun. Bizim gibi ruh hastasıysanız soğuk havalarda da değerlendirebilirsiniz tabii. (Kurfürstenstrasse 1)

Köln Yeme İçme: Kısa Kısa…

*Eğer kokteyl konusunda iddialı bir yer arayışı içindeyseniz, Almanya çapında mixology ödülleri alan Volker Siebert’in barı Siebert’i deniyebilirsiniz. Dünyanın en iyi barları listesinde de yer alıyor ve fiyatları Köln ortalamasının epey üstünde. Bizim deneme şansımız olmadı ama eğer söyledikleri kadar varsa denemeye değer olabilir. (Friesenwall 33)

*Tatlı için Köln’de pasta konusunda en iddiali yerlerden biri olan Madame Miammiam’a gidebilirsiniz. Duyduğumuza göre lokaller arasında düğün gibi etkinlikler için burada pasta yaptırmak bayağı popülermiş. O kadarına ihtiyacınız olur mu bilemiyoruz ama küçük bir şeyler denemek için gidilebilir. (Antwerpener Strasse 39)

*Atıştırmalık veya öğle yemeği için Napolitan pizzasıyla meşhur 485 Grad’a gidebilirsiniz. Şehirde 2 farklı lokasyonu var. (Bonner Strasse 34 ya da Kyffhäuser Strasse 44)

*Yine şehrin en popüler kahvecilerinden biri olan ama bizim pek de hastası olmadığımız için kısa kısa bölümüne atadığımız The Coffee Gang’de bir kahve molası verebilirsiniz. Belki bizim damak tadımıza uymadı ama pek bir olayı olduğunu düşünmedik. Bir de çalışanlarına uyuz olduk, biz onlara surat yaptık ,onlar bize surat yaptı falan derken bir gerginlik. Neyse. Yakınından geçerseniz mola için uygun olabilir.(Hohenstaufenring 19)

*Pek bir abartılmış bulduğumuz ve çok beğenmediğimiz kahveciler listesindeki 2 numaralı adayımız Hommage Cafe. Burayı da acayip övüyorlar, bizde mi bir sorun var ya? (Friesenstrasse 73)

***Hayat kurtarabilecek bir ipucu: Restoranların birçoğunda İngilizce menü seçeneği yok ve çalışanların da öyle şakır şakır İngilizce konuştuğu söylenemez. Dolayısıyla ne yiyeceğinizi anlamak oldukça zor bir meseleye dönüşebiliyor. Gitmeden “google translate” gibi çeviri yapan uygulamaları yüklemek isteyebilirsiniz. Sonra kuzu pirzola gelmesini beklerken at kafası falan gelir görürsünüz valla.. Bu arada seyahat ederken kullandığımız ve çok faydasını gördüğümüz bir takım uygulamaları şöyle bir içerikte derlemiştik, belki bu gezinizde de faydalı olabilir.

***İngilizce menü olmayan bir restoranda çaresiz kaldığınız bir an olursa etrafa şöyle bir göz atın, Türk bir çalışanla karşılaşmanız gayet muhtemel. Türk olduğundan şüphelendiğiniz biri varsa, o çok yüksek ihtimalle Türk olacaktır.

. Towntalk
remove_red_eye540

Bu kullanıcıya mesaj göndermek yada paylaşıma yorum yapmak için hesap oluştumanız gerekmektedir.

Hesap oluştur